- Anasayfa
- Köşe Yazıları
- Geçmişin Kökleri Hepatit
Geçmişin Kökleri Hepatit
Prof.Dr. Mehmet Sait BUĞDACI
Hepatitlerden özellikle hepatit B açısından ülkemiz endemik bölgelerden birisidir.
Bu nedenle hepatitler ülkemiz açısından önemlidir.
Ancak yakın bir gelecekte hepatit B, C ve D insanoğlundan tamamen kaldırılacak gibi görünüyor.
Çünkü son yayınlanan bilimsel çalışmalar yeni tedavi yöntemleri – ki bunlardan bir kısmı bu yıl sağlık bakanlığından onay alırsa yaygın kullanıma girecek – hepatit C’nin %80-90’lara yakın ilaçla düzeltilebileceği müjdesini vermektedir. Kullanıma girmeye başlayan proteaz inhibitörleri (boseprevir, teloprevir gibi) hepatit C hastalarında tedaviye yanıtın daha yükselmesine neden olacaktır.
Hepatit B ise ilaçla yok edilmesi yakın zamanda mümkün olmasa da etkin ve yaygın aşılama programı meyvelerini uzun vadede vereceğinden kuşku yoktur.
Günümüzde çok etkili ilaçlarla hepatit B virüsü tamamen baskılanabilmekte ise de tamamen yok edilme oranı kronik hastalarda sınırlıdır.
Hepatit B ve C nin tedavi yönü bir yana dünyadaki dağılımı ilgi çekicidir. Bu virüslerin dağılımı belli bir bölgedeki insanların göç yolları ve nesiller arası ilişkiyi de göstermektedir.
Şekil 1’de orta asya, batı avrupa ve Türkiyenin yoğun hepatit C virüsü ile infekte olduğu görülmektedir.Orta asya kaynaklı göçün göstergesi olup doğudan batıya göçün binlerce yıl öncesine ait genetik haritasıdır.
Şekil-1. Hepatit C virüsünün dünyadaki dağılımı. Kahverengi bölgeler hepatit C’nin yaygın bulaştığı ülkeleri göstermektedir.
Şekil 2de hepatit D virüsün dünyadaki dağılımı görülmektedir. 1 nolu gen ürününün orta asya, batı avrupa ve Türkiyeyi kapsadığını görüyoruz.
Şekil3’de biraz daha ileri gen araştırma sonucunu görmekteyiz. Orta asya, Türkiye ve Ortadoğu’da hepatit B virüsünün D genotipinin dağılımını görüyoruz. Bu durum bu bölgelerdeki insanların göç yollarını düşündürür. Ancak dikkate değer nokta hindistan bölgesinin de D genotipinde hepatit B virüsüne sahip olduklarını görüyoruz. Bu bulgu doğudan batıya göç-sefer vbni düşündürür. İskenderin hindistan seferi batıdan doğuya göç olabileceği gibi, tarihte Gaznelilerin orta asyadan hindistana düzenledikleri seferlerle de ilişkisini düşündürmektedir.
Türkler orta asyadan amerikaya göçmüş müdür?
Hepatit B genotip verileri daha değerli veridir. Çünkü dünyada hepatit B hastaları daha çok sayıdadır. Şekil 3’te Amerika kıtasında orta asyadan göç yolu üzerindeki kuzey bölgelerinde F, A,B ve C genotipleri vardır. Çok az sayıda genotip D’nin Amerika kıtasında olduğunu görmekteyiz. Bu durumda iki ihtimal söz konusudur:
Göç olduysa D genotipli olgular büyük bir soykırıma maruz kalmış olabilir.
İkinci ihtimal ise böylesi bir göç gerçekleşmemiştir.
Yine şekil 3’te görüleceği üzere Amerika kıtasındaki A genotipi ingiliz ve ispanyolları taşıdığı hepatit B virüsünü düşündürür. Çünkü Avrupa kıtasında A genotipi baskındır.
İki önemli sonuç:
Buradan çıkarılacak önemli bir sonuç işte bu bulaşı yoluyla ilişkilidir: Kan ve vücut sıvıları ile…Anadoluda hepatit B’nin D genotipinin hem doğu hem de batısında yaygınlığı Türk ve kürdüyle aynı kaptan yemek yendiğini ve aynı cephede savaş vererek kanlarının birbirlerine bulaştığı yani kan kardeşliği olduğunu düşündürür. Doğu isyanı gerçek bir kardeş çatışmasıdır.
Amerikadaki insanlar geçmiş zamanlarda Avrasya’dan göçen insanlarla ilişkili olup yeniden türetilmemiş olduklarını düşündürür.
Peki ilk gen nereden çıkmıştır?
Bu sorunun yanıtı ileri genetik ve moleküler çalışmalarda gizli olabilir.